29 Aralık 2012 Cumartesi

İki ayrı dünya

Yılın sonuna geldik ben ancak not düşebiliyorum tarihe...İki ayrı cüce, iki ayrı dünya demek benim için.

Zeyno'nun okul tam gaz gidiyor. Herşey yolunda, öğretmenimiz ve okulumuzdan çok çok memnunuz. Yeni açıldı, tecrübesizlik sorun yaratır mı derken, butik okulumuzun samimi ortamı herşeyin önüne geçerek bizi fazlasıyla tatmin etti. Ufak tefek aksaklıklar var tabii ama diğer okullarla ilgili duyduklarımın yanında solda sıfır kalır.

Ödevlerin okulda yapılıyor olması bulunmaz nimetmiş, en azından akşamları kısıtlı zamanımızda bunun için didişmek zorunda kalmıyoruz. Hafta sonları da odasına gidip kaşla göz arası bitiriyor Zeynep'im ödevlerini. Zaten okula başlamadan çok uzun zaman önce sular seller gibi okur olduğundan şimdilik el yazısı dışında bir atraksiyon yok hayatımızda.

Öğretmeni derste sıkılmaması için ekstra yazma sayfaları ya da okuması için kitaplarla takviyeler yaptığı için henüz derste sıkılma gibi bir sorunu olmadı.



Okulla birlikte ayrıca bir haller oldu kızıma. Daha asi, bitirim birşey oldu çıktı. Beş beş cevap veren, biraz çok bilmiş, biraz ukala ama hala çok zarif, çok kırılgan. Çoğu yetişkinden daha keyifli sohbeti olan, dünyaya ve çevresine duyarlı bambaşka birşey Zeynom.

Bu arada Ateş oğlan 4 dişli kımıldak bir canavar artık. 9. ayı dişsiz bitirip 10. ayda bir hafta arayla 2şer diş çıkararak arayı kapattı. Ek gıdayla arası iyiydi, dişlerle birlikte daha da güzel yer oldu. Allahım kaşığı uzatunca kendiliğinden ağzını açan çocuk ne büyük nimetmiş. Sakın bozma oğlum gözünü seveyim.

Amma velakin, uykular hala hale yola girebilmiş değil. Her ne kadar 20- 20:30 gibi uyuyarak bana nefes alacak biraz zaman tanısa da, sabaha kadar sayısız defa uyanarak geceyi alt üst etmekte çok başarılı. Aman ne yapalım, önünde sonunda birgün uyuyacak, canı sağolsun oğlumun. (Hadi olikom göreyim seni yüzümü kara çıkartma)

10. ayın başlarında bağımsız ilk adımlarını attı olili. Artık paytak yürüyüşlü bir hobbit var evimizde. Oyuncu mu oyuncu, cilveli mi cilveli, kendini illa ki sevdiren, herkesin yüzünde bir gülümseme uyandırabilen, şeytan tüylü kumral olim. Henüz anlaşılır bir kelime söylemese de ıhh, bıhh, da, de diye diye her istediğini çok güzel anlatıyor.


1 yaşına sayılı günler kala, ne çabuk büyüyorsun be oğluşum demekten alamıyorum kendimi.


Hiç yorum yok: