28 Mayıs 2009 Perşembe

Zeynep'ten inciler...

İşten gelen anneye:
- Anne sen üstünü değiştirmeden hemen benimle oyna!

İşe gidecek babaya:
- Baba beni yanlız bırakma :(

Uzun zamandır yaylada olan dedeye özlemle:
- Babaanne beni dedeme götür...

Kendi kendine tatlı tatlı oynadığı bebeğine:
- Sen yemeğini ye, ben sana baby tv de açarım :)

Çok sevdiği ablası Berfin’e
- Berfin sana kıyamam...

İki de bir telefonla konuşup oyunlarını bölen babasına
- Yeter artık telefonla konuştuğun!

Daha iki saat önce süt içtiği halde tekrar süt istediğinde annesine
- Küçücük, azıcık bebek kadar içicem...

Aralarında pazara gitsek mi diye konuşan babaanne ve halasına:
- Zaten benim de hiç kıyafetim kalmamış :)

Ablasını Duru ile paylaşamadığı için teyzesine:
- Teyze sen Duru'yla aşağıya git, ben Berfin'le oynarım...

Arkadaşınla uslu uslu oynadın mı diye soran annesine:
- Oynamadım, kavga ettim!

26 Mayıs 2009 Salı

masallar...


Zeynepçim masal dinlemeden uyumaz. Uyumazdı…Şimdi artık o bana masal anlatıyor. Anlattığım masallardan şahane bir derleme yapıp bana satıyor. Hem de bir değil, birkaç masal dinliyorum her gece. Hatta bazen de sabahları.

"Biy vamış, biy yokmuş, evel zaman içinde kaabu zaman içinde deve dındın (anlaşılmıyor) piye dındın iken bi tane zeyneple annesi vaamış. Zeynep bigün bahcede bisiklete bineyken düşmüş. Kolu acımış. Doktoya gitmiş, doktoy teyze koluna kyem sürmüş. Kolu iyleşmiiiş. Eve geemiş, sütünü içmiş uyumuuuş. Buyda da masalımız bitmiiiş."

"Biy vamış, biy yokmuş… … Bi tane küçük kayınca vaamış, kayınca evden uzaaa gitmiş, sonra da evini bulamamıııış. Bi tane büyük kayınca sana yaadım ediyim mi demiş. Küçük kayıncayı evine götüymüşleyley. Kayınca kocaman bi ağaç göymüş, dallayında yapyaklayında gezmiiiş. Buyda da masalımız bitmiiiş."

"Biy vamış, biy yokmuş… …Bi tane zeyneple babası vaymış. Zeynep babasıyla denize gitmiş. Yüzmüş yüzmüş, yoyulmuş. Paymakları buyuşmuş. Dinlenince geçmiiiiş. Sonya tekyay yüzmüş yüzmüş yoyulmuşlaylay. Babasıyla yemek yemişleyley. Eve gidip uyumuuuuş. Buyda da masalımız bitmiiiş."

Çoğu masalın kahramanı “bi tane zeyneple annesi, bi tane zeyneple köpeği, bi tane zeyneple yatak/çekmece/traktör” oluyor. Arada bir tek başına karınca, kurbağa ya da yavru kedi de olabiliyor. Sanırım benim mesaj kaygılı masallarım ve beyin yıkama faaliyetlerim sonucu, kahramanlar ya toplamadıkları için oyuncaklarını kaybediyor, ya yeşil fasulye ve bezelyelerini kendi başına hapur hupur yiyor, ya da hastalandıklarında billur teyze onları muayene edip iyileştiriyor.

Hele bir de “yaaa, sonra ne olmuş peki” ya da “peki yolda ne görmüş” gibi masalı gidişatına uygun sorularla desteklerseniz, masal şahane ilerliyor.

Eskiden gece uyutmaya çalışırken aynı masalı yüz kere anlattırarak ya da tüm çocuk şarkılarını sıradan söyleterek bayıltırdı kuzucum beni. Şimdi ise ben Zeynep’in uyku vaktini iple çekiyorum…